23 Mayıs 2011 Pazartesi

Önce umut etmekti görevimiz,sonra çabalamak ve gerçekleştirmek umutları...Ama kim bilebilirdi,bir gün umutlarında tükenebileceğini...

Ne de çabuk bitti umudum
O son günün akşamı saplandı içime
Birbiri ardına tükeniverdim gözlerinde
Alabildiğine açıktı ruhundaki neşe
Bin yıldır sevmişçesine sarmıştı koynuna
Sevdiği adamın belli belirsiz yansıyan sesini
Derinleşen bir sıcaklığı bulsa uzaktan
Yıkıp gidecekti apansız her şeyi
Eli kolu bağlıydı mahzundu
Benim gibiydi
İçinde garipliği vardı
Hüznün karşılıksız sevgisi büyüyordu soluk soluğa
Ağız kıyısından tek tük uzatılan
Hani o sevgi kırıntısıyla
Dağlıyordu yüreğini
Uğultusu yetiyordu ufuktan yansıyan gölgesinin
Yaşamın çıkmaz sokaklarında
Bir hayalle baş başa bırakılmıştı
Bekliyordu
Kırlangıçların göğsünün üstünde
Dans edip kahkahalarla kanat çırpacağı günü
Benim gibi umutsuz elem içinde değil
Batan güneşin şafağa dönmesini
Bekler gibi bekliyordu
Uzaklardan bir yerden sevgilinin
Elini uzatmasını..
Elbette ağlamıyordu
Gözleri bir düşünceyle geçiyordu çöken karanlıktan.